Suriyeli ressam ve moda dizayncısı Tima Mansour figüratif ve soyut fotoğraflarından oluşan “Satürn’ün Başağı” isimli standını Bağımsız Sanat Vakfı Galerisi’nde açtı. Yaklaşık dört yıldır Türkiye’de yaşayan Şamlı sanatçı, ülkemizdeki birinci ferdî standında soyut ve figüratif fotoğraflarını izleyiciye sunuyor. Sanatçı, akrilik yapıtlarında savaşın ortasında kalmış çocukları, yine inşa edilmiş Şam’ı ve barışı işliyor.
Sergi açılışında konuşan Bağımsız Sanat Vakfı lideri Hülya Yazıcı, bugüne kadar her milletten sanatkara galerisini açtığını söz ederek sanatkarın üç aydır stant için çalıştığını aktardı. Yazıcı, sanatkarın daha evvel Fransa’nın farklı yerlerinde ve Suriye’de stantlar düzenlediğini söyleyerek “Tima’yı tanıdığımda fotoğraflarından stant yapmak istiyordu. Ancak kâfi yapıtı yoktu. Gece gündüz çalışarak üç ay içinde yere sığmayacak kadar çok üretim yaptı. Daha evvel İstanbul’daki sanat etrafına çok girmemiş. Sanat işleriyle uğraşan bir kafenin sahibiyle tanışmış ve birinci kere fotoğrafları orada sergilenmiş. Hatta bir kısmı satılmış. Sanat, dünyanın kötülüklerine, aksiliklerine karşı kalbi sanatla çarpan, sanatla dolu insanların hoşluk için bir direnişi. Suriye’de 11 yıldır bu yüzyılda olmaması gereken bir şeyi yaşıyorlar. İnşallah yine ülkelerini kurmak için çaba edecekler” diye konuştu.
RUHUMDAKİLERİ AKTARDIM
Hislerinin çok ağır olduğunu ve stant açmaktan ötürü memnunluk duyduğunu lisana getiren Şamlı sanatçı Tima Mansour, “Sanatımla ülkemde yaşananları, içimizde biriktirdiklerimizi anlatmaya çalıştım. Başak, Suriye’de çocukları temsil ediyor. Onlar, savaştan en çok etkilenenler. Kimisi aç, kimisi anne babasız. Bir gece üzerlerine bomba düşüyor, bir gece meskenleri basılıyor. Bu acıların tanımı imkansız. Fotoğraflarım ve kullandığım renklerle ruhumdakileri aktarmak istedim” diyerek hislerini paylaştı.
Resimlerinin umudun yanında savaşı ve acıyı anlattığını söyleyen Mansour, “Yatağın Altındaki Kum yapıtımın kıssası başkalarından biraz farklı. Mesela denize gidersiniz, kıyıda kumun üzerine yatarsınız ve rahat olursunuz. Meskeninizde yatağınıza yattığınızda da rahat olursunuz. Lakin ülkenizdeki düşünce ve savaşlar yatağınızın içine girmiş kum üzere her yatağınıza girdiğinizde sizi rahatsız eder” diyerek yapıtını anlattı.
Sanatı acıdan doğan kadın
Serginin küratörü Ruşen Eşref Yılmaz ise sanatkarın ülkesinde büyük acılar yaşadığını ve bunları tek tek tuvaline yansıttığını söylüyor: “Tima, savaşın yakışıksız ve kanlı yüzünü görmüş bir bayan sanatçı. Sanatı acıdan doğmuş fakat bir umut ışığı da taşıyor. Özgürlük çabasını sanatıyla veriyor. Onun silahı, fırçası ve renkleri. Kimi yapıtlarında acıyı fısıldarken, kimisinde haykırıyor. Tima’da acı, hüzün ve umut hepsi bir ortada.”