Bakan Dönmez, yerli doğal gaz için tarih verdi

Dönmez, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde Stratejik Düşünce ve Genç Mühendisler Topluluğunca düzenlenen “2023’e Doğru Bağımsız Enerji Güçlü Türkiye Konferansı”nda değerlendirmelerde bulundu.

Ülkenin geleceğinin gençlerin ellerinden şekilleneceğini belirten Dönmez, yaşanan yüzyılı, Türkiye’nin gerçeklerinin, Türkiye’nin nelere meydan okuduğunun iyi bilinmesi gerektiğini vurguladı.

Bugün çevresindeki onca badireye rağmen Türkiye’nin sapasağlam ayakta olduğunu anlatan Dönmez, şöyle devam etti:

“Bu ancak güçlü bir iradeyle, sağlam bir iktidarla mümkündür. Yaşınız gereği belki Türkiye’nin 20-30 yıl öncesini hatırlamayabilirsiniz, bilmeyebilirsiniz. O dönemlere baktığınızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini daha iyi anlayacaksınız. O dönemi romantize ederek güzel göstermeye çalışanlar emin olsun ki elindeki statükoyu, gücü kaybeden, kendini her zaman halkın üstünde görenlerdir. Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Yeni bir doğumun sancılarını çekiyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda çektiğimiz bütün bu sıkıntıların sonu inşallah aydınlıkla noktalanacak.”

Bakan Dönmez, karada ve denizde bağımsız enerji ideallerine ulaşmak için gece gündüz mücadele verdiklerini dile getirdi.

Karadeniz’de geçen yıl 540 milyar metreküplük gaz keşfinin, milleti nasıl memnun ettiğini gittikleri her yerde gördüklerini ifade eden Dönmez, “Bizler Mavi Vatan stratejisiyle yeni bir vizyon ortaya koyarken Türkiye’nin Akdeniz’de yürüttüğü mücadeleyi kötüleyen, bu gayreti adeta düşmanca ve saldırgan olarak niteleyen bazı mahfiller, başkalarının adına bu süreci baltalamak istiyor. Düşmana hoş görünmek için kendi milletine, kendi kültürüne düşmanlık eden böyle bir zihniyet, geçmişte de var olmuştu, bugün de maalesef zavallı halleriyle yine zaman zaman sahnede yer alıyorlar.” diye konuştu.

“İNŞALLAH ÖNÜMÜZDEKİ YILIN ORTALARINDA KARADENİZ’İN TABANINA BORULARI SERİP İLK KAYNAĞI VURACAĞIZ”

Sakarya Gaz Sahası ile ilgili son gelişmelere değinen Dönmez, şunları kaydetti:

“Yerli doğal gazda hedefimiz belli. 2023’e kadar gazın ilk fazını inşallah sisteme vereceğiz, bağlayacağız. İlk faz için açılması planlanan yaklaşık 10 kuyudan günde yine yaklaşık 10 milyon metreküp doğal gaz taşımayı hedefliyoruz. İkinci fazda artan kuyu miktarıyla birlikte karaya aktarılan doğal gaz miktarı da doğal olarak artmış olacak. 40 milyon metreküplere kadar çıkmış olacağız. Maksimum üretim seviyesine çıktığımızda ülkemizin ihtiyacının yaklaşık 3’te birlik kısmını Karadeniz sahasından sağlamış olacağız. Meskenlerin, konutların doğal gaz ihtiyacının tamamını Sakarya Gaz Sahası’ndan karşılar hale geleceğiz. Deniz tabanın da yaklaşık 2 bin 200 kilometrekarelik bir alan içinde 40 adet üretim kuyusundan gelen doğal gazın toplanması ve boru hattına aktarılmasını sağlayacak bir şekilde şebeke kurmayı da planlıyoruz. Deniz tabanı üretim tesisini, kara tesisine bağlayacak boru hattı ki yaklaşık 169 kilometredir, şu ana kadar bu gerekli boruların yüzde 50’den fazlasının üretimi tamamlandı ve yüklemeye hazır durumda. İnşallah önümüzdeki yılın ortalarında Karadeniz’in tabanına boruları serip ilk kaynağı vuracağız.”

Dönmez, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde Stratejik Düşünce ve Genç Mühendisler Topluluğunca düzenlenen “2023’e Doğru Bağımsız Enerji Güçlü Türkiye Konferansı”nda değerlendirmelerde bulundu.

Yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini, yenilenebilir enerji kurulu gücünün, toplam kurulu gücün yüzde 53’üne ulaştığını belirten Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2020 ve 2021 yılı ilk 9 ayında devreye aldığımız elektrik üretim santrallerinin neredeyse tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştu. Türkiye, 2000’li yıllarda küresel yenilenebilir enerji istatistiklerinde ‘diğer’ başlığı altındayken, bugün sahip olduğumuz toplam yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’nci sırada yer alıyoruz. Sadece 2020 yılında devreye aldığımız yenilenebilir enerji kurulu gücü, 24 Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazladır. 1 yılda küçük ve orta ölçekli 24 ülkenin sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla bir tesisi ilave etmişsiz, kapasite olarak.”

Enerji teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik son zamanlarda büyük ve müthiş bir ilerleme yaşandığını vurgulayan Dönmez, “Temel hedefimiz, Türkiye’nin enerji ithalatını azaltmak, elektriğimizi yerli kaynaklardan üretirken, enerji teknolojilerini de yerlileştirmektir.” ifadesini kullandı.

Bakan Dönmez, güneşten hidroliğe, rüzgardan jeotermale her alanda teknolojik dönüşümü yerli üretim, yerli insan kaynağı ve yerli Ar-Ge ile gerçekleştirmek istediklerini dile getirerek, “Şu anda güneş paneli ihracatçısı ülke haline geldik, rüzgar türbini kanat imalatçısı ülke haline geldik. İhraç edebiliyoruz. Şimdi jeneratörle ilgili bazı çalışmalar var. İnşallah türbin içindeki jeneratörü de Türkiye’de üreteceğiz.” diye konuştu.

“İNGİLTERE’DE RÜZGARIN AZ ESMESİ SONUCU FİYATLAR BİR ANDA ARTTI”

“Gelecekte enerji nasıl olacak?” sorusuna değinen Dönmez, şunları kaydetti:

“Enerji teknolojilerinin gelişimiyle birlikte enerjide bildiğimiz pek çok şey hızla değişime uğrayacak. Dünyada 40 kadar en büyük ülkenin üyesi olduğu, bizim de üyesi olduğumuz Uluslararası Enerji Ajansı raporuna göre, bugünkü petrol-doğal gaz ticaretlerinin yerini yarın lityum, kobalt, hidrojen ve değerli mineraller alabilir. Oyunun değişim sinyallerini bu raporlardan görebiliyoruz. Bu yeni ham madde döngüleri, yeni çeşit bir jeopolitik sistem ve yeni bir enerji düzeni getirebilir. Bu sebeple bugünü düşündüğümüz kadar yarını da görmek ve anlamak zorundayız ki hazırlık yapabilelim. Raporda belki de verilen mesajların en önemlisi; enerji dönüşümünün öyle kolay, düzenli olmayacağı.”

Dönmez, kömür, gaz, petrol türevleriyle çalışan santraller kapatıldığında sadece yenilenebilir enerjiyle tüm ihtiyacın karşılanabilip karşılanamayacağına dair tartışmalar olduğunu belirtti.

Teorik olarak kurulu güç itibarıyla bu mümkün olsa bile pratikte hiçbir tesisin, rüzgar, güneş, tam kapasite yıl boyu çalışmadığını anlatan Dönmez, “Kaynakların az veya çok olduğu zamanlarda fiyatlar da etkilenebilir. Geçen ay İngiltere’de rüzgarın az esmesi sonucu fiyatlar bir anda arttı. İhtiyacı karşılamak için kömür ve gaz santralleri devreye girdi. Onların yakıt maliyetleri çok olduğu için fiyatlar bir anda arttı. Şu anda Avrupa’nın her yerinde yüksek enerji fiyatları konuşuluyor. Dünyada da bu tartışmalar devam ediyor.” değerlendirmesini yaptı.

Dönmez, temiz enerji kaynaklarının iklim değişikliğinden etkilendiğine dikkati çekerek, “Türkiye’de biz bu yıl hidrolik kapasitemizin ortalama yüzde 30’lar mertebesinde kapasite kullanım faktörü varken yüzde 20’ye düştü. Aşağı yukarı 30 milyar kilovatsaat daha az elektrik üretmişiz, hidrolik santrallerde.” açıklamasında bulundu.

“Şu anda iklim değişikliği görüşmelerinin yapıldığı Glasgow’da elektrik üretiminin 71’i nükleerden.” diyen Dönmez, hedefe ulaşılması için yapılması gereken çok şey olduğunu aktardı.

“YENİ TESİSLERE, YATIRIMLARA İHTİYACIMIZ VAR”

Bakan Dönmez, elektrikli araçların önemine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Elektrikli arabaları sadece sessiz otomobiller olarak görmeyin. Bunlar aynı zamanda tekerlekli elektrik talebi olarak duruyor karşımızda. Bu cihazları çalıştırmak için bir kabloya ihtiyacımız var ama arabalar mobil. Hangi noktadaki istasyondan elektrik alacağını kestirmeniz zor. Örneğin bayram tatillerinde yapılan yolculukları düşünün. İstanbul’daki elektrik talebi, 2-3 gün içinde Muğla, İzmir, Antalya’ya kayıyor ve orada sadece 7-10 gün kalıyor ve geri dönüyor. Biz de sistemi bir hafta bile kalsa orada elektriksiz kalmaması için gözden geçirmemiz, oraya da yatırım yapmamız gerekiyor. Elektrik artık hayatımızın her noktasına dokunmaya başlayacak. Bu da elektrikte talebi artıracak. Bu talebi karşılamak için yeni tesislere, yatırımlara ihtiyacımız var.”

Alternatif yakıtlar, elektriklenme, hibrit sistemlerin gittikçe önemli hale geleceğine vurgu yapan Dönmez, insanlığı geleceğe götürecek teknolojilerin sadece yüzde 50’sinin şu anda kendini ispatlamış durumda olduğunu dile getirdi.

Üzerinde çalışılması gereken birçok enerji teknolojisi olduğunu söyleyen Dönmez, şunları kaydetti:

“Hidrojen, bunlardan bir tanesi. Belki füzyon bir diğeri olabilir. Bir diğer tarafta da dijitalleşme giderek önem kazanacak. Geleceğe dair en önemli senaryolardan biri elektriğin toplam enerji tüketimindeki oranının yüzde 25’ten 2 katına çıkması öngörülüyor, bahsettiğim dönüşümlerden dolayı. Bu çıkış, birçok fayda ve riski beraberinde getirecek. En önemlisi esneklik ihtiyacı olacak. Esneklik ihtiyacının belki en kolay karşılanabileceği yerlerden biri de tüketici ama elektronik olarak.”

Kripto para için harcanan elektrikle Afrika’da milyonlarca insanın hayatının değişebileceğini ifade eden Dönmez, enerji dönüşümünün en kritik noktasının sanayinin karbonsuzlaşması olduğunu, enerji ve kaynak tüketimini azaltacak teknolojilere acil ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir