Protokol imzalama konusunda Kılıçdaroğlu’nun yetkisi bulunduğunu hatırlatana Davutoğlu, Özdağ’ın açıklamalarına ilişikni “2 yıl ilmek ilmek ördüğümüz ortak metnimiz var. Sığınmacılarla ilgili 2 yılda göndereceğiz dedik Özdağ 1 yıl dedi. Ortada büyük bir fark yok. Özdağ’ın insan hakları hukukuna uygun göndereceğiz demesi otobüslere bindirip göndereceğiz demesi üzere değil. Demek ki bir şeyler değişmiş.” diye konuştu.
Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
ZAFER PARTİSİ İLE PROTOKOL 24 saat, siyaset için uzun. Yüzde 50 artı 1 için partiler en geniş koalisyonları kurmak zorunda. Biz, Sayın Kılıçdaroğlu’na, gerekli gördüğü bütün taraflarla temas kurma yetkisi verdik. Sayın Kılıçdaroğlu, bu temasları bize karşın yapmış değil… Siyasette makul noktaya gelindiğinde iş birliği yolları açılır. Ümit Özdağ ile fikirlerimizin birden fazla uzlaşmıyor, bu açık. Lakin uzlaşmıyor olması, birlikte müzakere yapmayacağımız manasına gelmez. Herkesle görüşmemiz lazım. Benim referans noktam, Millet İttifakı ortak metinleridir. Formel olarak metne baktığınızda büyük bir çelişki yok.
MADDE UNSUR ÜZERİNDEN GEÇTİK: Dün akşam Sayın Kılıçdaroğlu ile buluştuk, metni tekrar gözden geçirdik. Kayyum konusunda görüşlerimiz net ve açıktır. Boşaldığı vakit makam, yeniden belediye meclisinde seçim yapılır. İstanbul’da bir kriter uyguluyorsanız, Diyarbakır’da öteki bir kriter uyguluyorsanız o vakit Diyarbakır halkının iradesine hürmet göstermiyorsunuz demektir. O vakit terörle uğraşın en kıymetli ögesi eksik kalır. Aidiyet şuurunu yüksek tutmak lazım… Sayın Kılıçdaroğlu ile unsur husus üzerinden geçtik.
NASIL OLDUĞU, VÜCUT LİSANINDAN FARKLI ANLAŞILIYOR: Otokrasilerde olur, ‘Benim dediğim doğru’… Sayın Erdoğan’ın ne vakit görüldü bir muhalefet önderi ile görüştüğü. Mesela en son ne vakit görüştü Sayın Kılıçdaroğlu ile? Ben eski arkadaşıyım, ne vakit konuştu benimle son olarak? Kaç defa randevu talep ettim parlamenter sistemi anlatmak için. Bütün önderlerden randevu talep ettiğimde ondan da ettim, peşinden koştuğumdan değil. Ne vakit konuştu Sayın Erdoğan? Mecbur kaldığında. Sinan Oğan’la konuşma mı? Artık nasıl olduğu, vücut lisanından farklı anlaşılıyor. Bizi bağlayan tek şey, altı önderin altına imza attığı metinlerdir.
KENDİ YERİNE ERDOĞAN KOPYASINI YERLEŞTİRDİ: Bugün aslında kayyum sistemi var Türkiye’de, her yerde kayyum var. Bankalar kayyumla yönetiliyor, zira bankacılığın temel kuralları işlemiyor. Rektörler, kayyum üzere davranıyor. Her yerde kayyum idaresi kurdu Erdoğan. Kendi yerine Erdoğan kopyasını yerleştirdi; bağıran, çağıran, yakınlarını yerleştiren. Biz, Türkiye’de kayyum sistemine son vereceğiz. Devlet sistemi gelecek.
BEN, KILIÇDAROĞLU’NA GÜVENİYORUM: Eğer ‘Bunu uygun görmüyoruz’ deseydik, bunu Sayın Kılıçdaroğlu’na söylerdik… Yoruma açık bahisler her vakit konuşulur. Aşılmayacak bir sorun değil bu. (Acaba bir bilinmeyen protokol mü var?) Hayır. Altı başkan ortasında bir kültür oluştu. Dün sabah açıklandı protokol. Ondan evvelki 12 saat içinde ben Sayın Kılıçdaroğlu ile üç sefer telefonla görüştüm, Akşener’le görüştüm, hepimiz birbirimizle temas halindeyiz. Millet İttifakı’nın en güçlü istikameti, Cumhur İttifakı’na nazaran, şeffaf olmasıdır. Bu manada ben, Kılıçdaroğlu’na güveniyorum. İki yıldır oluşturduğumuz kültür, bizim bilinmeyen protokol yapmamıza müsaade vermez. Bakanlıklar konusu, altı başkan ortasında görüşülmemişken öbür hiç kimseyle müzakere edilemez. Ve Kılıçdaroğlu da bunu söyledi.