Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği’nin (AB) Devlet ve Hükümet Liderleri Doruğu’nda kabul edilen kararlarda Türkiye ilgili önyargılı, vizyonsuz ve gerçeklerden kopuk bir tavır sergilenmesinin esef verici olduğunu ve AB’nin, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ne ait memleketler arası hukuka alışılmamış ve maksimalist tezleri yasallaştırmaya çalışmasının kabul edilemez olduğunu bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 23-24 Haziran’da Brüksel’de gerçekleştirilen AB Devlet ve Hükümet Liderleri Tepesi’nde kabul edilen Türkiye ile ilgili kararlara ait, “AB Devlet ve Hükümet Liderleri Doruğu’nda kabul edilen kararlarda ülkemizle ilgili önyargılı, vizyonsuz ve gerçeklerden kopuk bir tavır sergilenmesi esef vericidir. Bu, AB’nin bir sefer daha Türkiye bağlamında kısır döngüden çıkamadığının ispatıdır.” tabirlerine yer verildi.
AB’nin Yunanistan’ın 10 mil hava alanı tezi, adaları silahlandırması, geri itme uygulamaları başta olmak üzere milletlerarası hukuka alışılmamış hareketlerine sessiz kalmasının tam bir garabet olduğu vurgulanan açıklamada, “AB’nin, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ne ait memleketler arası hukuka karşıt ve maksimalist tezleri legalleştirmeye çalışması kabul edilemez. Bu kararlar, problemlerin tahliline katkı sağlamadığı üzere, bölgesel istikrara da ziyan vermektedir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, “Türkiye her vakit milletlerarası hukuktan ve uygun komşuluk münasebetlerinden yana tavrını sürdürmesine karşın, ülkemizin bu yaklaşımına kasıtlı gerginlik ve tırmandırma stratejisiyle cevap verilmesi tam bir samimiyetsizlik örneğidir.” tabirleri kullanıldı.
Açıklamada ayrıyeten şu tabirlere yer verildi:
“AB artık, Türkiye’nin üyelik süreci ve ülkemizle işbirliğinden sağlanacak faydaları, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin dar görüşlü, hukuksuz ve maksimalist argümanlarına rehin ve feda etmemesi gerektiğini idrak etmelidir. AB’nin kendi genel çıkarları da esasen bunu gerektirmektedir.”
Zirvede, Ukrayna ve Moldova’ya aday ülke statüsü tanınmasından ve Gürcistan’a da AB üyeliği perspektifi verilmesinden memnuniyet duyulduğu tabir edilen açıklamada, halihazırda aday ülke statüsünde bulunan Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile iştirak müzakerelerinin hala başlatılmamasının yadırgandığı lisana getirildi.
Bosna-Hersek’e de bir an önce adaylık statüsü verilmesinin Balkanlar dahil geniş Avrupa coğrafyasının faydasına olacağı düşünüldüğüne işaret edilen açıklamada, “Türkiye, AB’nin tüm aday ülkelerle samimi angajmana girmesi ve iştirak süreçlerinin liyakat temelinde ilerletilmesi gerektiğine inanmaktadır.” değerlendirmesi yapıldı.